25 Nisan 2020 Cumartesi

Covid 19 ve Değişen Düzen

Evde olduğumuz şu dönemde malum corona virüs ve bu virüsün sebep olduğu Covid 19 hastalığı ile ilgili olarak hem Türkiye'de hem de global anlamda yoğun bir gündem var. Ben de takip ettiğim haber kaynaklarından ilgimi çeken haberleri derleyip hem hatıra kalsın hem de zaman geçsin diye belli aralıklarla 'Corona Günlükleri' adı altında kayıtlar yapıyorum. 8 aylık olan oğlum büyüdüğünde hatırlamayacağı günleri babasının kaleminden okuyarak sürecin ne kadar zor geçtiğini de bir nebze olsun anlayabilir belki. 
Gündem olarak gayet yoğun bir dönem. Çünkü konunun global anlamda politik ve ekonomik  etkileri yüksek olduğundan içimiz dışımız bu virüs oldu dersek yalan olmayacaktır. Günlükleri çıkarırken araya farklı bir bakış açısıyla bir blog sıkıştırmanın iyi olacağını düşündüm. Çünkü gündem bu kadar yoğunken corona virüsün bizim küçük hayatlarımıza etksi nasıl olacak? Bu konu henüz detaylı olarak  irdelenmiyor. Çünkü kimse kendini böyle bir sürece hazırlamadı. Böyle bir olayın gerçekleşeceği bizler için olsa olsa bir Hollywood senaryosuydu. Kötü rüya gerçek oldu ve birden bire  kendimizi ev karantinasında virüsten korunmaya çalışarak bulduk. Sokağa çıkma yasaklarını bile yaşar olduk. Maskeler, eldivenler, dezenfektanlar hayatımızın önemli parçaları oldular. Hiç duymadığımz entübe kelimesini bile hergün duyup durum değerlendirmesi yapmaya başladık. İnsanlar hergün bugün salından kaç kişi öldü diye haber kaynaklarını karıştırır oldu.
Kafalarda çok fazla soru işaretleri var. Bugün sahip olduğumuz işlere salgın sonrası da sahip olabilecek miyiz? İşimizi kaybetmesek bile ofise döndüğümüzde şirketlerimiz nasıl ekonomik tedbirlerle bizleri karşılayacaklar? Seyahatlerimiz ve tatillerimiz nasıl olacak? Salgın öncesi olan seyahat serbestliği ne tür kısıtlamalara uğrayacak? Belki de  bazı ülkeler salgının yoğun olarak görüldüğü ülkelerden ziyaretçi kabul etmeyecek. Hayat ne kadar pahalılaşacak? Sağlık sigortalarının maliyetleri ne olacak? Çocuklarımızı içimiz ferah bir şekilde okullara gönderebilecek miyiz? Yaşlı anne babalarımız ne kadar güvende olacaklar? Bu soru listesi düşündükçe uzatılabilir.
Konu aslında makro düzeyden mikro düzeye kadar iniyor. Ülkelerin ekonomik olarak etkilendiği bir düzende bu etkileşimden bizler de payımızı alacağız elbet. Yüksek vergiler, daha düşük refah seviyesi, hayat pahalılığı ilk aklıma gelenler. Kendi açımdan bile ev sahibimin iş yerinin durumunu düşünür oldum. Çünkü iş yerini salgın dolayısı ile kapatıyor olması demek ya evini satması ya da yüksek kira talep etmesi anlamına gelebilir. Geçenlerde anneme telefonda 'Bu corona virüsün ucu bir yerlerde hasta olmasak bile bizlere kesin dokunacak' demiştim.
Diğer bir konu da toplumun en düşük yapı taşları olan ailelerde veya hane halkının sosyal hayatında ne tür değişiklikler olacağıdır. Alışılagelmiş düzen olarak haftaiçi çalışılır, haftasonu evin eksiklikleri görülür, tatillerde de imkanlara göre seyahatler yapılır ve hayat da böyle geçer giderdi. Şimdi ise ev halkı  7/24 evde. Bu durum enterasan çünkü ev hayatı da bu dijital çağda tamamen değişti. Aynı evde yaşayan insanlar bile birbirleri ile o kadar az konuşuyor ki, yemekler bile ayrı yeniyor artık. İnsanlar  minimum süre evde kalmak üzere çabalar hale geldiler. Zorunluluk sebebi ile günler süren bu uzun temasın evlerdeki etkilerini merak ediyorum.
Bu salgın 80 lerde olsaydı bu konu bu kadar irdelenmezdi belki de. 80 lerde insanlar çalışmıyor muydu elbet çalışıyorlardı fakat hayatımızda ne bilgisayarlar vardı ne cep telefonları vardı ne de böyle dijital platformlar. O dönem insanlarının elinde bu kadar teknolojik konfor olmaması sebebiyle çiftler, akrabalar, arkadaşlar kendi aralarında daha çok vakit geçirir haldeydiler. Misafirlik diye bir kavram vardı. Özetle insanlar yalnız kalmamak adına birbirlerine muhtaçtı. Bir sevgili bulmak, arkadaş edinmek, ahbaplık etmek çok değerli konulardı. Bundan dolayı yakın çevreme hep 80 li yıllarda 20 li yaşlarımı sürmek istediğimi söylerim. Sanal dünya ile tanıştığımızdan beri çok fazla tüketen, çok fazla harcayan, önemsemeyen, kolay unutan bir nesil olduk. İnsanların bu kadar kolay bir şekilde arzu ettikleri şeylere ulaşması insanları teamülsüz hale de getirdi. Alttan alma, kabullenme gibi olgular hayatımızdan uzaklaştı. İşte bu noktada bu corona virüsün etkilerini sosyal hayatta daha çok hissetmeye başlayacağız. Çünkü salgının getirdiği yaptırımlar; alttan almayı bilmeyen, kabüllenmeyen, teamül sınırları düşük olan insanları yani bizleri nasıl etkileyecek? Salgın sonrası salgının sebep olacağı veya olmayacağı  yaşanacak muhtemel olumsuzluklar karintinanın da getirdiği gerginlikle özellikle ikili  ilişkilerinde derin yaralar açacağı ise kesin bir gerçek. Çünkü yukarıda da yazdığım gibi artık daha az kabüllenen daha az alttan alan insanı bu virüs daha kötüye doğru evrimleştirecek.
Corona virüsün etkilerinin yeni bir dünya düzeni oluşturabileceği olasılıklar dahilinde aynı bilgisayarın ve internetin hayatımıza girişi yapması ile yaşadığımız değişiklikler gibi. Geniş perspektifte bu değişkliklerin topluma ne kadar faydası olduğu tartışılır. Bence corona virüs etkilerinin hem makro düzeyde hem de bizim küçük hayatlarımızda olumlu değişikliklere yol açmayacağı ise tartışmaya kapalı bir gerçek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder