30 Mart 2017 Perşembe

Haftasonu Eskişehir

Uzun zamandır görmek istediğimiz Eskişehir'e nihayet gidebildik.Haftasonuna sıkıştırdığımız turumuzdan da gayet memnun kaldık. Mart ayı sonu olmasına rağmen hava istediğimiz gibi ılık ve güneşliydi fakat nisan ve mayıs aylarında çok daha keyifli olabileceğini düşünüyoruz.

Çok zamanımız olmadığından dolayı şehiri aracımızla daha hızlı gezeceğimizi düşünerek kendi aracımızla gitmeyi tercih ettik. İstanbul'dan yaklaşık 4 saatlik bir yolculuktan sonra Eskişehir'e varabiliyorsunuz. İstanbul'dan çıkış saatiniz ve noktanız bu süreyi azaltıp veya arttırabilir. Biz Bilecik üzerinden gittik. Tercihinize göre Bursa üzerinden de gidilebilir. Hatta Osmangazi Köprüsünü kullanırsanız yol daha kısa sürebilir. Eskişehir'e ulaşım için bir başka alternatif ise hızlı tren. İstanbul'da Pendik'ten hareket eden hızlı trenle Eskişehir şehir merkezinde bulanan tren garına ulaşabilirsiniz. Trenle yolculuk yaklaşık 2 saat 40 dakika sürüyor ve günün çeşitli saatlerinde de tren bulma şansınız var. En son alternatif de hemen hemen her saat bulabileceğiniz şehirler arası çalışan otobüsler olabilir. Konaklama alternatifleri ise bir hayli fazla. Biz Divan Express Otelinde kaldık. Şehir merkezinden biraz uzakta olan otelden memnun kaldık. Benzer otel alternatifi olarak İbis, Hilton Garden Inn tercih edilebilir. Konfor arayanlar için Eskişehir Turunç Hotel, şehir merkezinde ise Porsuk Hotel alternatif olabilir.

Gezilebilecek yerlere gelince liste epey uzun. Fakat hızlı gezmeyi sevenler için 3 gün, ayrıntılara meraklı iseniz 4 veya 5 gün içinde Eskişehir'in tadını çıkarabilirsiniz. Biz gezimizi 2 güne sığdırdığımızdan gezemediğimiz yerler oldu fakat gezimiz tatmin ediciydi.

Eskişehir'e cumartesi ögle saatlerinde vardık. Zaman kaybetmeden Sazova Parkına gittik. Haftasonunun ve havanın güzel olmasının etkisiyle park kalabalıktı.  Park bilim kültür ve sanat parkı olarak da geçiyor. Aslında bu parkı büyük bir komplex olarak da değerlendirebilirsiniz. İçinde uzay evi, henüz inşası tamamlanmamış hayvanat bahçesi ve şuan hizmete açık olan akvaryum var. Ayrıca Anadolu Üniversitesi'nin ''Türk Dünyası Bilim Kültür ve Sanat Merkezi'' de açılacak tesisler arasında. Ayrıca parkın içinde masal şatosu ve eski dönemleri yansıtan bir gerçek ebatlı bir yelkenli gemi de mevcut.
Masal Şatosu
1/1 Ölçekli Gemi Modeli
Parkta geçireceğiniz vakit yarım gününüzü alabilir. Biz akvaryumu da gezip, daha sonraki planımız olan Kent park'a yöneldik. Aracınızla gittiyseniz Sazova Parkı'ndan yaklaşık 10-15 dakikalık mesafede olan Kent Park'a gün batımı zamanı gitmenizi tavsiye ederiz. Parkın içinde göletin yanında oturabileceğiniz şık bir cafe de mevcut. Parkın içinde yaz ayları hizmete açık yapay bir plaj ve yüzme havuzu var. Yaz aylarında parkın daha keyifli olacağına hiç şüphe yok. Parkın içindeki selvi ağaçları ve uzun yürüme yolları parkı daha keyifli kılıyor.

Kent Park
Kent Park
Kent Park
Kent Park-Yapay Plaj
Yol yorgunluğu ve uzun park gezintilerinden sonra Eskişehir'deki gece hayatına çok bakamadık. Ertesi gün gezimize Odunpazarı evlerinden devam ettik. Burası da Sazova Parkı gibi bir kompleks olarak düşünebilir. Eski dönem Eskişehir evlerini görebileceğiniz bölgede evler; otel, cafe ve hediyelik eşya dükkanı olarak değerlendirilmiş. Restorasyon çalışmaları ise daha tamamlanmamış. Burayı günün erken saatlerinde gezmeye başlamanızı tavsiye ederiz. Çünkü Eskişehir'e düzenlenen tur şirketlerinin uğrak noktası olduğu için kalabalık olma ihtimali yüksek.

Odun Pazarı Evleri
Odun Pazarı Evleri
Evlerin bulunduğu dar sokakları gezerken Cumhuriyet Tarihi Müzesi, Çağdaş Cam Sanatları Müzesi ve Yılmaz Büyükerşen Balmumu Müzesi gezilebilir. Biz Çağdaş Cam Sanatları Müzesini gezdik. İçeride farklı teknikler kullanılarak elde edilmiş birçok cam eser bulunuyor. Eserleri yapan ustalar da farklı ülkelerden. Gitmenizi tavsiye ederiz.
Çağdaş Cam Sanatları Müzesi - Bloody
Odunpazarı Evleri bölgesinin hemen yakınındaki Kurşunlu Külliyesi ve Külliye'nin içindeki Lületaşı Müzesini ücretsiz gezebilirsiniz. Özellikle Sadık Yanık'ın Lületaşından çıkardığı eserler gayet ilgi çekici. Külliye girişindeki Dünya Ağaç Günü Festivaline ithafen ağaçtan yapılmış değişik eserleri sergi salonunda gezebilirsiniz.

Kurşunlu Külliyesi
Lületaşı Müzesinden
Dünya Ağaç günü Festivali Sergisinden
Ayrıca Külliye çıkışında cam eserlerin yapıldığı atölyelere uğramayı unutmayın. Camdan yapılma figürlerin nasıl yapıldığına dair fikir sahibi olacaksınız. Ayrıca imal edilen cam eserleri de satın almanız mümkün.

Cam Atölyesi
Külliye'den ayrıldığınızda yokuşu 150 m kadar tırmandığınızda Tayfun Talipoğlu Daktilo Müzesini göreceksiniz. Sergilenen Daktiloların birçoğunu  yakın zamanda kaybettiğimiz Tayfun Talipoğlu bağışlamış. Bülent Ecevit'in  kullandığı daktiloyu da müzede görebilirsiniz.
Tayfun Talipoğlu Daktilo Müzesi
Odunpazarı Bölgesinden ayrılarak Adalar Mevkii olarak da bilinen Porsuk Çayı kıyısına gittik. Burada sizleri cafeler ve restaurantlar bekliyor. Çeşitli konseptlerde açılmış cafe restaurantlarda porsuk çayını izlerken yemeğinizi yiyebilir, kahvenizi yudumlayabilirsiniz.

Porsuk Çayı
                                                       
Porsuk Çayı'ndan sonra Arkeoloji Müzesine gittik. ETİ'nin sponsorluğunda açılmış müzede milattan önceki çağlardan Doğu Roma-Bizans Dönemine ait buluntuları görme şansınız var.
Arkeoloji Müzesinden
Biz 2 gün içinde buraları gezebildik. Tabiki Eskişehir'de gezilebilecek yerler bu gezdiğimiz yerlerle sınırlı değil. Gezilebilecek yerler arasında Tülomsaş Tren Müzesi gezilebilir. Bu müzede Türkiye Sanayisi için bir kilometre taşı olabilecekken malesef seri üretime geçilemeyen Devrim Arabasını görmeniz de mümkün.
Devrim Arabası
Yemek yenebilecek yerler arasında çok tatminkar bilgiler veremeyeceğiz. Biz Çibörek yemek için Eskişehir Çibörek Evi'ne gittik. Çibörekler lezzetli olmasına rağmen ilerleyen saatlerde bizi rahatsız etti. Çibörek yenebilecek daha iyi yerler de bulunabileceğini düşünüyorum. Bu arada çibörek yazılırken ''ğ'' Eskişehir'de kullanılmıyor. Daha önceden duyduğum Eskişehir'in yerel fast food markası olan ''Pino'' yu ziyaret ettik. Lezzet olarak vasatın üstü diyebilirim. Eskişehir'de her türlü lezzeti bulabileceğiniz yerler mevcut bu konuda çok sıkıntı yaşayacağını düşünmüyoruz.

Bizim Eskişehir ile ilgili söyleyeceklerimiz şimdilik bunlar. Fakat fırsat bulursak tekrar ziyaret etmek istiyoruz Eskişehir'i.




23 Mart 2017 Perşembe

Almanya ve Tartışılan Projeleri


Sanayileşme için örnek verilebilecek en uygun ülke nedir diye sorarlarsa verilecek cevapların çoğu Almanya olacaktır. 2. Dünya savaşı ertesi yaşanan ekonomik ve sosyal buhranı, verilen doğru kararlar ve sanayi hamleleri ile atlatıp 70'li yılların başında Avrupa'nın imalat ve ihracat merkezi haline geldiler. Ellerindeki doğal kaynakları, bilim ve teknikle birleştirince bugünün modern Almanyası ortaya çıkmış oldu. Özellikle biz mühendisler Almanya ziyaretlerinden sonrasında gördüğümüz fabrikaları, projeleri hep gıpta ile anlatmışızdır. Ancak işin içinde insan faktörünün olması vazgeçilemez olduğundan söz konusu Almanya bile olsa hataların, yanlış kararların olmaması imkansızdır. Hele işin içine bürokrasi girerse bazen işin içinden çıkılmaz bir hal alır olaylar.

Brandenburg-Willy Brandt Havalimanı

İşte size Almanların da hata yapabileceğini belgeleyen birkaç proje;

Hamburg Opera Binası:
Hamburg şehrinde Elbe Nehiri üzerindeki bir yarım adaya inşa edilmek üzere temeli 2007'de atılmıştır. Opera binası bulunduğu yerdeki eski bir  deponun üzerine inşa edilmiştir. Binanın ismi Elbphilharmonie, kısaca Elphi olarak adlandırılmıştır.İsviçre merkezli Herzog & de Meuron isimli mimarlık şirketi tarafından tasarlanmıştır. 108 metre ile Hamburg'un en yüksek yapısıdır. 11 Ocak 2017 yılında hizmete açılmıştır. Tasarlanırken, denizde görülen dalgalardan ve kuartz kristalinden esinlenilmiştir.
Opera Binası İa Edilmeden Evvel Depo Olarak Kullanılan Bina (2005)
Kaynak: wikipedia.org

26 katlı yapının içinde 3 adet konser salonu bir otel ve halka açık olarak hizmet veren bir gözlem terası mevcuttur. Bina 126.000 m2'lik bir alanı kaplamaktadır.

Elphi-Açılış Gününden bir Görüntü


Kaynak: wikipedia.org

Projenin ilk planlanan maliyet yaklaşık 241 milyon Euro olarak hesaplanmıştır. Kasım 2008'de kontratta yapılan değişikliklerle beraber maliyet 450 milyon Euro'ya çıkmıştır. Daha sonra yapılan değişikliklerle 2012 yılında maliyetin 500 milyon Euro'yu geçeceği duyuruldu. En son olarak çatı için yapılan değişikliklerle toplam maliyet 789 milyon Euro'ya ulaştı.Proje bitirilmesine rağmen ilk planlanan maliyetinin yaklaşık 3 katından fazlası seviyelerine çıkması tartışmaları beraberinde getirmiştir.

Leipzig Şehir Tüneli:
Leipzig şehir merkezini uzun süre meşgul eden proje yaklaşık 10 yıllık bir inşaat süresi sonrası Aralık 2013'de hizmete açılmış . 2 tüp ve uzunluğu 1.5 km olan tünellerin açılma sebebi banliyö trenlerinin daha hızlı bir şekilde hareketini sağlamaktır.
Leipzig Şehir Tüneli İnşaatı- A Bölümü
Kaynak:www.wf-ib.de/

Projenin planlanan ilk bitirilme tarih olan 2009'da toplam maliyet 572 milyon Euro hesaplanmış fakat projenin hizmete açıldığı 2013 yılında toplam maliyet 960 milyon Euro'ya ulaşmıştır. Projenin çok uzun sürmesi, yüksek maliyeti,şehir merkezini bir şantiye alanına çevirmesi ve uzun hatlarda çalışan trenlerin tüneli yeterli şekilde kullanamamaları sebebi ile eleştirilen bir proje olmuştur.
Tren Platformları
 Kaynak:http://www.urbanrail.net

Brandenburg-Willy Brandt Havalimanı: 
Berlin Şehrinin mevcut havalimanlarının yetersiz oluşu ve modern dünyanın ihtiyaçlarını karşılayamamaları sebebi ile yapımına karar verilmiştir. Proje tam bir yılan hikayesine dönüşmüştür. Günümüze gelindiğinde ise halen işletmeye açılamamıştır.

Projenin temelleri 1991'de kurulan Berlin Bradenburg Havalimanı GmbH ile atılmıştır.  Şirketin hissedarları ise Brandenburg, Berlin Eyaletleri ve Almanya Hükümetidir. Yeni havalimanı için uygun yerin bulunması, inşaat ve işletme için model oluşturulması süreci epey uzatmış havalimanının özel bir şirket tarafından yapılıp işletilmesi için yapılan çalışmalar yeterli ve tatminkar bulunmadığından havalimanının planlamasını,yapımını ve işletilmesini BBF (Berlin Bradenburg Flughafen-Havalimanı Holding) üstlenmiştir. İlk planlamadaki yer seçimine göre Schönefeld Havalimanının yanına inşa edilen yeni havalimanı Schönefeld Havalimanı'nın pist gibi bazı yapılarını kullanılmak üzere tasarlanmıştır

İnşaat 2006 yılında başlamıştır.İlk açılış tarihi ekim 2011 olarak açıklandıysa da açılış tam 5 kere ertelendi. Mühendislik açısından yapılan bir dizi dizayn hataları gecikmelerin temel sebebi olarak gösteriliyor.Yangın sistemindeki duman tahliyesi ile ilgili dizayn problemi, otomatik kapıların çalışmaması, check-in kontuarlarının yetersiz oluşu, kablolama ve boru sistemlerinde yapılmış olan hatalar havalimanının açılış tarihini geciktirmektedir. Son yapılan açıklamaya göre de açılışın 2017'de olması da mümkün gözükmemektedir. 2018 ise ihtimaller içinde olduğu söyleniyor. Teknik problemlerin yanında bürokratik sebeplerin de gecikmenin dolaylı olarak sorumlusu gösterilmektedir. 

2006 yılında 2.8 milyar Euro olarak hesaplanan havalimanının maliyeti gecikmelerle 6 milyar Euro'yu geçmiş durumdadır. Havalimanını merkez olarak kullanacak Air Berlin Şirketi'nin de gecikmeden dolayı büyük bir zarar içinde olduğu söylenmektedir. 

Şuan bir hayalet havalimanı görünümünde olan Brandenburg Havalimanı için bir belgesel bile yapıldı ve hatta havalimanına turistik turlar bile düzenlenmektedir Havalimanın ismine sonradan Nobel Barış Ödülü sahibi eski Almanya Şansölyesi olan Willy Brandt adı da ilave edilmiştir.
Brandenburg Havalimanı
Kaynak:berlin-airport.de

Stuttgart 21:  
Avrupa'nın en büyük şehirleşme ve demiryolu projeleri arasında gösterilen Stuttgart 21 Projesi halk protestoları ile özellikle Almanya gündeminde yer tutmaktadır.

Mevcut olan Stuttgart tren istasyonunun transit geçişe uygun olmayışı ve artan tren yoğunluğunu düzenlemek için tren ulaşım ağını yer altından olmasını sağlayacak projenin inşaatı sürüyor. İlk olarak 1994 yılında kamuoyuna sunulan projenin inşasına 2010 yılında başlandı. 2017 itibari ile 2021'de bitirilmesi planlanıyor. Projenin başında 2.5 milyar Euro olarak planlanan maliyetin yaklaşık 5.6 Milyar Euro olarak açıklansa da yaklaşık 1.2 milyar Euro kadar bir risk bedeli olduğu öngörülmektedir. Almanya'da çıkan haberlere göre maliyetin 9 milyar Euro'yu geçeceği söyleniyor.

Yaklaşık 300 haftayı geçkin süredir periyodik olarak protesto edilen proje, referandumda oylandı. Oyların %59'u projeye devam şeklinde olunca projeye devam kararı alındı. Yapılan protestoların şiddeti öncekilerine nazaran düştüyse de hala Stuttgart şehir merkezi protestolara sahne olmaktadır. Projeye karşı olanlar, projenin Stuttgart'ın şehir dokusunu bozacağına inanmaktadırlar. 
Stuttgart 21 Projesi İnşaat Alanı/2015
Köln Şehri Kuzey Güney Metro Hattı:
Köln şehri'nin metro ağını genişletmek amacı ile 2004'te başlatılan proje 2009'da inşaat güzergahındaki tünelin çökmesi ile 2 kişinin ölümüne sebep olmanın yanında meydana gelen kaza, şehir arşivi binasına denk geldiği için çok sayıda önemli doküman da zarar görmesine sebep olmuştur.2000 yılında planlanan maliyet 600 milyon Euro civarındaydı. Günümüz rakamlarına göre toplam maliyetin 1 milyar Euro'yu geçtiği bildirilmiştir. Proje kademe kademe hizmete alınmaktadır. 2012 yılında Dom Katedrali İstasyonu açıldığında şehrin simgesi olan Katedralde titreşimlerin hissedilmesi ayrı bir tartışma konusu olmuştur. 2015 yılında 4 istasyon daha hizmete girmesine rağmen hem 2009 yılında olan kaza hem de kazı sırasında arkeolojik bulgulara rastlanması proje hakkında soru işaretlerini arttırmıştır. Kesin olmamakla beraber projenin bitim tarihi 2023 yılı olarak gözükmektedir. 
Köln Kuzey-Güney Metro Hattı İnşaatı
Kaynak:spiegel.de

Bu projelerin yanı sıra Alman İstihbarat binasının Münih'ten Berlin'e taşınması , Münih Şehri için yapılan 2. banliyö tren hattı  , 2.Dünya Savaşı sırasında ciddi zarar gören Berlin'deki Stadtschloss Sarayı'nın tekrar inşası için yapılan projeler, maliyetleri başta olamak üzere çeşitli tartışmaları beraberinde getirmektedir.

20 Mart 2017 Pazartesi

18 Mart'ı Anarken Sokak Arasına Sıkışmış bir Müze

18 Mart'ı andığımız bu günlerde o dönemin ruhunu tekrar yaşamak niyetindeyseniz Hisart Müzesini gezin derim. Müze, canlı tarih ve diorama müzesi olarak geçiyor. (Diorama, gerçek veya kurgu bir olayın, anın veya hikâyenin ışık oyunlarının da yardımıyla üç boyutlu olarak modellenmesidir. Sergi amacıyla yapılmış üç boyutlu büyük tablo olarak da tanımlanabilir.). Kağıthane'de dar bir sokağa sıkışmış müze içeri girdikten sonra sizi ayrı bir dünyaya sürüklüyor. Selçuklu döneminden başlayarak uzun soluklu ve tarihle içiçe bir yolculuğa çıkıp ayrıntıları yakalamaya çalışmak güzel bir aktivite olacaktır haftasonunuz için.



Müzenin kurucusu Nejat Çuhadaroğlu tam bir tarih aşığı özellike de Çanakkale'de yaşanılan destansı savaş'ı araştırmaya kendini adamış bir iş adamı. Nejat Çuhadaroğlu; ressam anne ve yüksek mimar olan bir babanın oğludur. Kendisi şuan Çuhadaroğlu Şirketler Grubu'nun başındadır. Zamanla diorama ve maket yeteneği koleksiyonculuk merakı ile birleşince hele buna da tarihe olan merak da eklenince müzedeki eşsiz eserler çıkmış ortaya. Müzedeki sergilenen eserlerin hepsi onun ellerinden geçmiş. Koleksiyon için eser toplanma merakı, topladığı eserlerin sayıları artınca müze kurma fikrini beraberinde getirmiş. Bununla beraber yaptığı dioramalar da bu koleksiyona ekenince görsel bir tarih müzesi ortaya çıkmış.

Kendisi ile katıldığım söyleşi de yaptığı iş gezilerinde akşamları otel odasına kapanıp diorama yaptığını söylüyor Nejat Çuhadaroğlu. Genelde eserlerin çoğunu yurt dışından toplamış. Fakat Türkiye'ye ait tarihi eserlerin doğru olmayan insanların elinde  ticari materyale dönüştüğünü üzülerek ekliyor. Kendisi müze açarak olması gerektiği gibi eserleri hem koruma altına almış hem de faydaya dönüştürmüş. Tek ihtiyacı ise devletten destek ve katkı.

Müzeden bazı görüntüler;

Mustafa Kemal-Çanakkale Cephesi 1915

Çanakkale Geçilmez-Kanlısırt Muharebesi 1915

Çanakkale Savaşından Sonra Bulunan bir Miğfer- Gamalı Hac a Dikkat


Çanakkale Savaşı-Yukarıdakiler Aşağıdakiler

1.Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi’nde yukarıda cephe savaşları devam ederken aşağıda da lağımcı birliklerinin verdiği mücadele anlatılmıştır. Her iki tarafında amaçları yerin altından düşman birliklerinin olduğu bölüme kadar ulaşıp bomba ile patlatarak düşmana tahribat vermekti. 
 Kaynak: Hisartmuseum.com

İlk Vagon-Uçak
 

1.Dünya Savaşı’nda Türk-Alman ortak yapımı olan bu vagon, savaş esnasında hızlı ulaşımın gerçekleştirilebilmesi için yapılmıştır. Vagona uçak motoru takılarak oluşturulan bu araç tarihteki ilk hızlı tren projesi olarak düşünülebilecek bir özelliğe sahiptir. 
Kaynak: Hisartmuseum.com

Arap Ahmet'in Uçağu Amasra Körfezinde

Kökleri Afrika’nın Borru Emirliği’ne dayanan Arap Ahmet olarak bilinen Ahmet Ali Çelikten dünyanın ilk siyahî pilotudur. Bu dioramada 1.Dünya Savaşı’nda Osmanlı Ordusu Teyyare Birliği’nde görev yapan Arap Ahmet’in uçağı Amasra Körfezi’ndeyken canlandırılmıştır. Milli Mücadele döneminde de mücadeleye destek veren Arap Ahmet 1949 yılında emekli oldu. Dünya Havacılık Tarihi’nde özel bir yere sahip olan Ahmet Çelikten “Sarı Bahri Tayyare Madalyası” ile ödüllendirilmiştir.  
Kaynak: Hisartmuseum.com

İlk Uçak ve Son Durak Trablusgarp
29 Eylül 1911-18 Ekim 1912 tarihinde yapılan, bir diğer adı ile Türk-İtalyan Savaşı olarak bilinen Trablusgarp Savaşı, Dünya Tarihi’nde ilk kez İtalyanlar tarafından keşif uçuşunun yapıldığı ve hava saldırısının gerçekleştirildiği savaş olma özelliğine sahip olduğu gibi Osmanlı Devleti tarafından da hiçbir hava savunma silahı olmamasına rağmen tüfek atışları ile ilk uçağın düşürüldüğü savaştır. Kaynak: Hisartmuseum.com

Sarıkamış
1.Dünya Savaşı’nın başlaması ile Ruslar Osmanlı Devleti’nin Doğu sınırlarından içeri girip bazı şehirleri işgal ettiler. Rusları Sarıkamış’ta Kuşatma harekâtı 90.00 kişilik bir kuvvetle 22 Aralık 1914 tarihinde; eksi 25 derecede, bir buçuk metre kar altında, ortalama iki üç bin metre yükseklikte çetin kış koşulları başladı. Türk ordusunda teçhizat eksikliği, özellikle kış mevsimine uygun giysi eksikliği vardı. İki Kolordular arasında koordine sağlanamadı. Allahüekber dağlarını aşmaya çalışan Türk askerlerinin çoğu soğuk, açlık ve hastalık nedeniyle hayatını kaybetti. Kafkas cephesinde büyük umutlarla başlayan taarruz harekâtı hüsranla sonuçlandı ve Türk ordusu son araştırmalara göre 60.000 şehit, yaralı ve kayıp verdi. Kimi kaynaklarda 90.000 kayıp verdiği belirtilirken kimilerinde ise bu sayı abartılı olarak nitelendirilmiştir.
Kaynak: Hisartmuseum.com

1/72 Ölçekli İstanbul'un Fethi

İstanbul'un Fethi

Müzede her katta ayrı bir dönem işlenmiş. Selçuklu Döneminden, Osmanlı İmparatorluğu ve 1. Dünya Savaşını takiben 2. Dünya Savaşı ve Vietnam Savaşı gibi yakın geçmişten eserler müzedeki katlara paylaştırılmış. Nejat Çuhadaroğlu'na müzedeki en kıymetli eseri sorduğumuzda Selçuklu Kılıçları diyor. Fotoğraftan anlaşılmıyor ama müzeyi gezerken kılıç üzerindeki çift başlı kartalı görebilirsiniz.
Selçuklu Dönemi Kılıçları

Tılsımlı Gömlek
Eski dönemde korunmak amacı ile muska boyuna takılmaktan daha çok tamamen vücuda giyilirmiş.

Eski Dönem Tabancaları

2.Dünya Savaşına Ait bir Diorama
Yakın Geçmişten bir Pilot
Ayrıca müzenin teras katında bir cafesi var. Bu cafede de özellikle çocukların dikkatini çekebilecek süper kahraman canlandırmaları ve maketleri var.

Müze ile ilgili benim aktarabileceklerim bunlar. Fırsat bulduğunuz bir zamanda gezmenizi öneririm.Tarih ile ilgili bilgi darcığınızın artacağından eminim. Aşağıdaki web sitesinden müze ile ilgili detayları öğrenebilirsiniz.

http://hisartmuseum.com/tr/