Corona virüs ile ilgili ilk günlük yazma fikri oluştuğunda kendimizden haber vererek yazmaya başlamıştım. Fakat sonrasında fakettim ki sadece haberlere gömülüp kalmışım. Bundan dolayı özel bir sayı ile araya gireyim dedim. İlerlyenen günlerde seriye devam edeceğimden şüpheniz olmasın.
Sessiz sedasız başlayan bu karantina sürecinde birkaç gün sonra iki ayı doldurmuş olacağız. Salondaki yemek masasının bir ucuna istasyonu kurmuş vaziyetteyim. İstasyon derken kablo ile internete bağlanmış bir laptop, monitör ve şarj kablolarından bahsediyorum. Zamanımın çoğu bu istasyonda, mutfakta, ve Demir ile beraber geçiyor. Mutfakta yazdığım için garipsemeyin çünkü yemek olayına diğer herkes gibi biz de derinlemesine girmiş bulunuyorz. Dışardan birşey yiyememenin verdiği hırsla pizza, lahmacun, hamburger gibi ne varsa evde yapmayı deneyimledik. Bazısı umduğumuzdan başarılı oldu bazısı da malesef hüsranla sonuçlandı. Ezgi'yi bilmem ama ben iyi pilav yapmanın o gizli saklı sırlarından haberdarım artık. Mutfaktan söz açılınca mutfak konusuna girdim ama aslında en önemlisi bir gün sonra dokuzuncu ayını dolduracak olan oğlumuz Demir'in büyümesine birebir şayit olmamız. İlk emeklemeye başladığı anları görmek ve videoya almak çok keyifliydi. Bebeklerin bu kadar hızlı gelişim gösterdiklerini ve huylarını nasıl hızla değiştirdiklerini başka bir yerde okusam çok inandırıcı gelmezdi. Şüphesiz karantina günlerini en kıymetli kılan anlar oğulumuzla geçen zamanlar olarak aklımızda kalacak. Benim iş durumu çok sakin, Ezgi'nin ise bir o kadar yoğun. Şirketi Mayıs Ayı içinde ücretli izin kullandırmaya karar verdi. Şuan için iş yerlerimiz ile ilgili sürecin nasıl ilerleyeceği hakkında da kimsenin net bir bilgisi olduğunu zannetmiyorum.
Corona virüsün sebep olduğu Covid-19 hastalığı hakkında bahsetmek gerekirse tam bir bilinmezlik dersek yanlış tanımlamış olmayız. Hastalığı tedavi edecek bir ilaç veya insanları hastalıktan koruyacak bir aşı henüz bulunmadı. Test de malesef yüzde yüz kesin sonuç vermiyor. Dünya genelinde vaka artışında bir yavaşlama görülmemekle beraber normalleşme sürecinin başlaması için olağanüstü bir çaba sarfediliyor. Bazı ülkeler virüsün yayılmasını kontrol altına aldıklarını belirtip normaleşme sürecini hayata geçriseler de sonuçta tam anlamıyla bilinmeyen bir virüsü kontrole aldıklarını düşündükleri için akıllarda hala bir sürü cevapsız soru var. Türkiye için de geçerli bu sorular dahilinde normalleşme süreci Türkiye'de de planlandı. AVM ler 11 Mayısta kontrollü olarak açılacak. Berber, kuaför gibi hastalık açısından riskli iş yerlerine de yeşil ışık yandı. Merkezi olarak planlanan sınavlar bu yaz yapılacak. Virüsün mutasyona uğrayıp uğramayacağı başka bir hastalığa sebep olma olasılığı var mı şeklinde soruların cevapları, bahsettiğim üzere bilim insanlarında henüz yok.
Annemler ise ananemde karantina günlerini geçirmek mecburiyetinde kaldılar. Bandırma'ya yaptıkları rutin ziyaret hastalığın patladığı döneme denk gelince karantina günleri onlar için Bandırma'da başlamış oldu. Bu aslında ananem açısında iyi oldu diyebilirim. Çünkü hastalık genelde yaşlı insanları vurdu. Avrupa'da ağırlıklı olmak üzere yaşlı nüfusu etkilyen salgından halam da nasibini aldı. Huzurevinde kalan halamın testi pozitif çıktı ve tedavisinin ardından Çatalca'daki karantina günlerini takiben evi olan Etiler Huzurevi'ne sağlıklı bir şekilde dönüş yaptı. Ablam ile nerdeyse hergün konuşup birbirimizi güncelliyoruz. Hastalık yaygınlaştıkça artık tanıdıklardan da hastalıkla ilgili bulaştığına dair tatsız haberler gelmeye başladı. O zaman salgının ciddiyeti daha da net anlaşılıyor.
Toparlamak gerekirse 2020 yılının kalan yarısının sıkıntılı geçeceği aşikar. 'Yeni normal' olarak tanımlanan yeni süreç hayatmızın geri kalanının gerçeği olacak. Ev hayatımız, iş hayatımız, tatillerimiz, seyahatlerimiz aşı bulununcaya kadar bu hastalığın gölgesinde gerçekleşecek. Sosyal mesafe, dezenfektanlar, maskeler hayatımızın yeni unsurları olarak yerlerini aldılar bile...
Sağlıklı dolu günler bizim olsun...
10.05.2020/İstanbul
Corona virüsün sebep olduğu Covid-19 hastalığı hakkında bahsetmek gerekirse tam bir bilinmezlik dersek yanlış tanımlamış olmayız. Hastalığı tedavi edecek bir ilaç veya insanları hastalıktan koruyacak bir aşı henüz bulunmadı. Test de malesef yüzde yüz kesin sonuç vermiyor. Dünya genelinde vaka artışında bir yavaşlama görülmemekle beraber normalleşme sürecinin başlaması için olağanüstü bir çaba sarfediliyor. Bazı ülkeler virüsün yayılmasını kontrol altına aldıklarını belirtip normaleşme sürecini hayata geçriseler de sonuçta tam anlamıyla bilinmeyen bir virüsü kontrole aldıklarını düşündükleri için akıllarda hala bir sürü cevapsız soru var. Türkiye için de geçerli bu sorular dahilinde normalleşme süreci Türkiye'de de planlandı. AVM ler 11 Mayısta kontrollü olarak açılacak. Berber, kuaför gibi hastalık açısından riskli iş yerlerine de yeşil ışık yandı. Merkezi olarak planlanan sınavlar bu yaz yapılacak. Virüsün mutasyona uğrayıp uğramayacağı başka bir hastalığa sebep olma olasılığı var mı şeklinde soruların cevapları, bahsettiğim üzere bilim insanlarında henüz yok.
Annemler ise ananemde karantina günlerini geçirmek mecburiyetinde kaldılar. Bandırma'ya yaptıkları rutin ziyaret hastalığın patladığı döneme denk gelince karantina günleri onlar için Bandırma'da başlamış oldu. Bu aslında ananem açısında iyi oldu diyebilirim. Çünkü hastalık genelde yaşlı insanları vurdu. Avrupa'da ağırlıklı olmak üzere yaşlı nüfusu etkilyen salgından halam da nasibini aldı. Huzurevinde kalan halamın testi pozitif çıktı ve tedavisinin ardından Çatalca'daki karantina günlerini takiben evi olan Etiler Huzurevi'ne sağlıklı bir şekilde dönüş yaptı. Ablam ile nerdeyse hergün konuşup birbirimizi güncelliyoruz. Hastalık yaygınlaştıkça artık tanıdıklardan da hastalıkla ilgili bulaştığına dair tatsız haberler gelmeye başladı. O zaman salgının ciddiyeti daha da net anlaşılıyor.
Toparlamak gerekirse 2020 yılının kalan yarısının sıkıntılı geçeceği aşikar. 'Yeni normal' olarak tanımlanan yeni süreç hayatmızın geri kalanının gerçeği olacak. Ev hayatımız, iş hayatımız, tatillerimiz, seyahatlerimiz aşı bulununcaya kadar bu hastalığın gölgesinde gerçekleşecek. Sosyal mesafe, dezenfektanlar, maskeler hayatımızın yeni unsurları olarak yerlerini aldılar bile...
Sağlıklı dolu günler bizim olsun...
10.05.2020/İstanbul
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder