22 Aralık 2016 Perşembe

Mia San Mia

Bu paylaşımımda ilgi alanlarımdan olan futboldan bahsetmek istiyorum. Başlıktan belki tahmin etmişinizdir. Hele sıkı bir Bundesliga takipçisi iseniz bilmemenize imkan yok. Evet tahmin ettiğiniz üzere yazımın konuğu Bayern Münih. Mia San Mia,  Bayern Münihlilerin kullandığı kulüple özdeşleşmiş bir slogan. Ben de araştırınca Türkçe'de ''we are who we are'' yani neysek oyuz veya biz biziz şeklinde olduğunu anlıyoruz.Alman firmalarında çalışmış biri olarak Bavyera dışında yaşayan Almanlar tarafından pek sevilen bir kulüp değildir Bayern Münih. Yaşattıkları onca uluslararası başarıdan ve milli takıma katkılarına  rağmen kendilerini Almanya'nın geri kalanına sevdirememişlerdir. Bunun nedenini Almanlara sorduğumda ise Bayern Münih'in kulüp ve taraftar olarak biraz kendilerini beğenmiş ve kibirli olduklarını söylüyorlar ve ilave olarak da Bayern Münih'in rekabeti öldürdüğüne inanıyorlar. Aslında yazım Bayern Münih'in oynadığı futbol ile pek ilgili değil. Ben biraz daha perde arkasını irdeleyeceğim.


Bayern Münih'in finansal durumunu irdelediğimizde bir başarı hikayesi görüyoruz. Futboldan elde edilmiş başarılar kulubün yönetimine yansımış veya tam tersi olarak da kabul edebilirsiniz. Sahadaki başarı iyi yönetimden de geliyor olabilir. Aslında bir kulübün borcu olmaması kar ediyor olması bize çok yabancı bir konu. Ülkemizin en güçlü kulüplerinin şuan borç batağında olduğunu düşürsek Bayern Münih'e imrenmemek elde değil. Size bazı rakamlar vererek aslında hangi pozisyonda olduklarını anlatmak istiyorum. Bayern Münih 2000 li yıllardan başlayarak cirosunu şuan 587 milyon Euro'ya kadar yüseltmiş. Bu rakam 2003/2004 sezonunda 166 milyon Euro imiş. Vergilerden sonra net kar 2016/2016 sezonu için 20.6 milyon Euro olarak gerçekleşmiş. Yıllara göre kar tablosunu aşağıda görebilirsiniz.


Kaynak: statista.com

Bu başarının altında iyi yönetim stratejileri yatmakta. Stad, sponsorlar, yayın gelirleri gibi unsurlar gayet iyi organize edilmiş. Bunu daha iyi anlatmak için Bayern Münih Başkanı Uli Hoeness'in bir benzetmesi var. Arapların bile sahibi olduğu kulüpler (PSG ,Manchester City'den bahsediyor olabilir) futbolcu transferi yapacağı zaman bankaların krediler kısmına müracaat ederken ben gidip bankada vezneden kendi paramı çekip futbolcuya ödüyorum şeklinde bir açıklaması var. Bu aslında öz kaynaklarının ne kadar güçlü olduğunu gösteren bir benzetme. Fakat Bayern Münih'i diğer dev takımlarla kıyasladığınızda yani Barcelona veya Manchester United gibi takımlarla kıyaslama yaptığınızda geride kaldıklarını görmektesiniz. Barcelona'nın bu seneki cirosu yaklaşık 750 milyon Euro hesap edilirken, marka değeri de Bayern Münih'e göre çok daha fazla.Bunun başlıca sebebi Almanya'daki yayın gelirlerinin düşük olmasıdır. Özellikle İngiltere'de yayın için ödenen rakamlar milyar euro seviyesine çıkmışken Bundesliga bu seviyede değildir. Aşağıdaki tabloda detayları bulabilirsiniz. Bunun sebebi araştırıldığında ise Bundesliga'nın okyanus aşırı ülkelerde pek izleyici toplayamaması sonucu çıkmıştır. Bayern Münih'in tekelinde geçen bir lig veya rekabetin az olduğu bir lig insanlara cazip gelmiyor demektir bu. Premier Lig'in marka değeri yüksek rekabetten geldiğini söylemek çok daha doğru olur aslında. Geçen seneki Leicester City'nin lig şampiyonluğu ise bunu kanıtlar gibiydi. 


Kaynak:ntv.com.tr/Eylül 2016

Bayern Münih yüksek finansal gücü ile rakiplerindeki en iyi futbolcuları transfer ederek onları daha zayıflattığı şuan Almanya'da herkesin bildiği bir gerçek. Örnek olarak en büyük rakibi olan Borussia Dortmund'dan yapılan transferler denilebilir. Bu durum onların lig yarışının sonunda zirvede olmarının ana sebeplerinden biri olduğu düşünülmektedir.

Bu kadar anlatımdan sonra aslında kafamdaki çıkmazı sizlerle paylaşmak istiyorum. Sizce Bayern Münih Kulübü ne yapmalı? Aynı hızda devam ederek yani Bundesliga'nın kalitesinin düşmesine sebep olarak mali durumlarını küçük adımlarla mı büyütmeli veya frene basıp rekabetin artmasında katkıda bulunup yayın gelirlerini yükselterek gelirler konusunda Barcelona veya Real Madrid ile yarışır hale mi gelmeli? Sizce?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder