3 Ocak 2017 Salı

İş Güvenliği ve İşçi Sağlığı

Bugün biraz gündem dışına çıkmaya karar vardım. Çünkü gündemin içerisine girersem bir daha çıkamayacağımı düşündüm. Türkiye'de işte durum bu kadar karanlık...

İş güvenliği ve işçi sağlığı konusundan bahsetmek istiyorum. Konu ciddi olunca direk olarak başlığı da bu şekilde attım. Türkiye'de aslında çok iyi bilinen fakat bilindiği kadar uygulanamayan bir konu. Genelde makina ve çevre mühendislerinin uzmanlık yapıp  iş yerlerinde kadrolu olarak ya da danışman olarak çalıştıkları bir iş kolu aslında. Bizim ülkemizde de yasal bir mevzuat var ve bu mevzuata göre ya kadrolu bir çalışanı veya ekibi, alternatif olarak da iş yerinin kapasitesine göre danışmanı var iş yerlerinin. Aslında iş güvenliği  ve çalışanın kendi sağlığını koruması konusu eğitim hayatında başlayıp iş hayatında geliştirilip uygulanması gereken bir konu. Ben lisans eğitimimde böyle bir eğitim almadım. Fakat ön lisans yaparken, mezun olduktan sonra almamız gereken zorunlu sertifikalar olduğundan derinlemesine eğitim almıştım. Türkiye'de uygulama sıkıntısının kaynak noktası, iş güvenliği konusunda insanların gelişim sürecinde iyi eğitilmediğinden ve ilk iş tecrübelerinde itibaren böyle bir anlayışla çalışılmadığından olabilir. Yasal mevzuatın zorlamasıyla uygulanan iş güvenliği ve işçi sağlığı uygulamaları zaten doküman doldurmaktan ileriye geçmemektedir.

En son çalıştığım iş yerim Almanya merkezli bir iş yeriydi ve Alman bir genel müdürü vardı. Ofisin bulunduğu han da epey yaşlı bir binaydı. İlk başladığım zaman iş güvenliği açısından epey bir eksiği mevcuttu ve bizler de mühendis olarak iş veren temsilcilerini uyarmaktan geri kalmıyorduk. İlerleyen zamanlarda ise bir danışman ile çalışılacağını söylediler. Detayını bilmiyorum ama mevzuata göre de zorunlu sanırım. Danışman teftişler yapamaya başladı hatta bize de eğitim verdi. Buraya kadar herşey normal. Aslında verilen eğitimin içeriği de tartışılır ama o kadar da eleştirel olmamak lazım. Yalnız bir konu vardı ki bence yapılan onca teftişi veya verilen onca eğitimi hiçe sayacak bir konuydu bu. Benim çalıştığım odada yangın çıkışı için planlanmış bir pencere vardı. Pencere de yangın merdivenine açılıyordu. Fakat merdivenin çıkışında parmaklıklı bir kapı vardı üzerinde de gayet sağlam bir asma kilit.  İşte bu kilidi ne ettik ne yaptık açtıramadık. Danışman da açtıramadı. Raporuna ne yazdı bilmiyorum. İş yerinin bulunduğu han hırsızlık korkusuyla kilidi açtırmıyormuş meğerse. Böyle bir şey olabilir mi? Karamandaki kız öğrenci yurdundaki yangındaki ölümlerin ana gerekçesi benzer yerde bulunan bir kilitti sanırım. Alman olan işveren temsilcimiz de konuyu sümen altı etti. Burda da ufak bir detay var o da şöyle; demek ki insanlar yaşadıkları coğrafyaya göre gayet kolay şekil değiştirebiliyorlarmış. Çünkü hepimiz biliyoruz ki Almanya'da aynı pozisyonda çalışıyor olsaydı bu konuda aynı yaklaşımı sergileyemezdi. Başka bir çıkarım yapmak gerekirse, sıkı mevzuatların var olması gerektiği olmadığı takdirde insan inisiyatifinin bu konularda çok riskli olabileceğidir. Eski iş yerimdeki konuya dönersek, iş güvenliği anlayışı doküman doldurmanın ötesinde olup beraberinde ciddi yaptırımları getirmelidir. Eski iş yerimin bulunduğu han yönetimine bunu yaptıramıyorsanız iş yerine iş güvenliği ile ilgili ne yapsanız az. Böyle örnekler çok Türkiye'de, mesela; kaynaklı imalat yapan iş yerinin komşusu parlayıcı kimyasallarla imalat yapan bir iş yeri olabilir. Bu iş yerleri münferit olarak iş güvenliği kurallarına uysa ne olacak? Resime büyük çerçeveden bakmak lazım. Bu iş yerlerine kim ruhsat verdiyse onlara yaptırım uygulanmalı hatta cezalandırılmalı diye düşünüyorum.

Toparlamak gerekiyorsa iş güvenliğinin ve uygun çalışma ortamlarının sağlanmaya çalışılması zorunluluktan öte bir çalışma biçimi veya alışkanlığı olmalı. İş güvenliği ekipmanını kullanan bir çalışan bunu zorunluluktan değil de alışkanlıktan dolayı kullanıyor  olmalı. Ara bulmaca isimli bloğumda iş hukuku ile ilgili eğitim alınması gerektiğini yazmıştım. İş güvenliği ile de ilgili yine bunu tekrarlıyorum. Hatta lise düzeyinde bu tür eğitimler verilmelidir. Eğitimler daha sıkı mevzuatlarla desteklenirse daha güvenli ve daha sağlıklı ortamlarda çalışabilmemiz mümkün görünüyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder